Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

15 Kasım 2011 Salı

FBI: ''Uzaylılar var ama gizleniyorlar'' !

Uzaylılar var ama gizleniyorlar 


"FBI (Amerikan Federal Soruşturma Bürosu), gizli arşivlerini açıkladı. Gizli arşivlerde Hitler’in yıllarca Arjantin’de bir çiftlikte yaşadığı, Marilyn Monroe’nun Robert Kennedy’yi tehdit ettiği yazıyor."



16. yüzyıldan kalma Piri Reis'in ünlü haritasında, kutupların buzlarla kaplı olması gereken bölgelerini niye göstermediği bugüne kadar açıklanamayan bir olgu.


Amerikan Hava Kuvvetleri tarafından 1960 yılında yürütülen topografik bir çalışma sırasında, Piri Reis haritasının araştırılan kısmının yani Queen-Maud bölgesinin ve Palmer yardım adasının sahil şeridinin tam bir uygunlukla haritaya işlendiği tespit edildi.

Ayrıca Piri Reis haritasının jeolojik verileri, İsveç-İngiliz ortak keşfi gezisi sırasında (1949) yapılan Antarktika'nın yapısı ile ilgili bu kadar hassas belgelere nasıl ulaştığı bugüne kadar ortaya çıkartılamamıştır. (Yarbay Harold Z. Ohlenmeyer, 8. Teknik Keşif Filosundan, SAC, USAF, Westover AFB, MA)





Nazi Almanyası'nın 1938/39 yılları arasında yaptırdığı "Neuschwabenland" keşif gezisi sırasında da buzsuz bölgelere rastlandığı rapor edilmişti. Amiral Byrd'le yapılan "High Jump" askeri operasyonunda, nakliye uçakları komutanı yarbay David Bunger de buzsuz bölgelere rastlandığını rapor etmişti. Queen-Mary bölgesi ve Knox-Land arasındaki bu bölge, o zamandan beri "Bunger's Qase" diye adlandırılır.

Rus Güney kutbu araştırmacıları, bu buzsuz bölgeye "Polyana" adını vermişlerdi. Bu buzsuz göller bazen 300.000 km büyüklüğünde olabiliyor ve kutbu çevreleyen denizin her yerinde bulunuyordu. Ayrıca bu gölleri besleyen bilinmeyen -muhtemel yer altı kaynak suları- sıcak su kaynakları vardır. Bunlar içinde Weddel denizinde 3 yıl açık kalan Polyana'lar en bilinenidir. (Science New, 1982, 122, s. 183)





Son olarak 1996'da uydu verileri, kutup platosu yakınlarında eski bir Rus ileri karakolu olan Vostok çevresindeki buzun üç kilometre altında gömülü devasa bir gölü ortaya çıkardı. Sismik aletlerle göl ölçüldü ve bu sıcak su gölünde milyonlarca yıllık mikroorganizmaların yaşadığı öne sürüldü.

2 Nisan 1998 tarihli "Milliyet" gazetesinde Nilüfer Kuyaş'ın "Hayatın başlangıcına yolculuk" başlıklı yazısında çok ilginç açıklamalar vardı:
"Bilim adamları Antarktika buzullarının dört kilometre altında esrarengiz bir dünya keşfettiler. Yaşlı buzul kütlelerinin dibinde gizlenmiş Vostok Gölünde milyonlarca yıldır burayı mesken edinmiş mikroskobik canlılar bulundu.
Geçtiğimiz hafta sonu, St. Petersburg'da yapılan bilimsel toplantı, aslında iki yıldır bilim camiasının gündeminde olan bir konuyu birdenbire dünya kamuoyunun dikkatini çekti.

Bu projeyi NASA ile Rusya Bilimler Akademisi ortaklaşa yürütüyor. Güney Kutbu'na yaklaşık 1000 km. uzaklıkta Ruslara ait Vostok araştırma merkezinde sürdürülen çalışmalar, tam bir macera filmi gibi.


Ruslar buzu delerek saklı göle çok yakınlaşmışlar, ama birden kazı durdurulmuş. Keşfedilen göldeki doğal ortamı, dışarı gelecek etkilerden koruyarak incelemek gerekiyor.
Kazının bundan sonraki bölümü "sıcak su testeresi" diyebileceğimiz bir yöntemle yapılacak; termal bir sonda, sıcak suyun açtığı yoldan derine indikçe kendi kendini sterilize ederek göle ulaşırken, tekrar ondan buzlar arkasından kapanacak.

Bilim adamlarının bu esrarengiz gölde çeşitli canlılar olduğundan şüpheleri yok; çünkü gölün üzerini örten buz kademelerinde hapsolmuş mikropları ve diğer mikroskobik canlıları uzun süredir inceliyorlar.


"Garip şeyler bulduk, bazıları daha önce hiç görmediğimiz şeyler!" diyor NASA yetkilisi Richard Hoover.
Mantar, sünger, bakteri ve yosun türlerine benzetme yoluyla matrak isimler takmışlar. Miki Fare, Klingon, kirpi yahut hindi artığı adını verdikleri mikroorganizmalar, gelecekte, saklı gölde bulunabilecek diğer canlılar hakkında ipucu sağlıyor. İnceledikleri buz kalıpları en az 400.000 yıllık. Saklı gölün sularındaki yaşamın ise, birkaç milyon yıldır dış dünya ile temas olmadan sürdüğü tahmin ediliyor. Göldeki canlı zaman kapsülünün otuz milyon yıl önceki dünyada bağlantısı olması işten bile değil.
Bilim adamları Antarktika'daki saklı gölde kullanılacak sondaj yöntemlerinin, uzayda da uygulanabileceğini umuyorlar. Çünkü Jüpiter gezegenin uydusu Eropa'dan keşfedilen okyanus da kilometrelerce buzun altında duruyor.

Antartika'daki saklı göl, 25 yıldan fazla bir zaman önce keşfedilmiş; CIA'nın casus uydularından çekilen fotoğraflar sayesinde."

Yukarıdaki açıklamalar bana 1982 yılında Amerika'da "Globe Mail" adlı bir dergide yayınlanan ilginç bir açıklamayı çağrıştırdı.

Dergi, "NASA bilim adamları, Güney Kutbu'ndan sıcak su ihtiva eden bir gölü, aynı zamanda büyük bir UFO üssünü keşfettiler!" diye yazmaktaydı. Yüzlerce mil buzlarla kaplı bir alanın ortasında Kaliforniya eyaletinin yüz ölçümünden daha büyük bir göl keşfedilmişti.
 Kaliforniya Üniversitesi emekli öğretim üyesi fizikçi Lane Childress'e göre, uzay gemilerinin üssü bu gölün dibinde idi. Bilim adamları bu gölü, Nimbus 5 uydusunun çektiği fotoğraf vasıtası ile keşfetmişlerdi. Childerss'in iddiasına göre, göldeki sıcaklığın nedeni uzaylıların gölün dibinde inşa ettikleri devasa şehirlerdi. Bu ısı bütün yıl boyunca buzların erimesini sağlıyor ve uzaylılar da oradaki üsten faaliyete geçiyorlardı.

Bir NASA çalışanın itirafları:
1977 yılı Aralık ayında NASA'dan Tom Gates'in Arkansas'daki kolej öğrencilerine verdiği bir kurs'ta, öğrencilerden biri ona "Kutup Açıklıklarını" sorunca, Gates büyük bir şaşkınlıkla "Bunu da nereden çıkardın" diye karşılık verdi. Öğrenci, Bernard ve Gardner'in kitaplarını okuduğunu söyledi. NASA çalışanı sözlerine devam ederek şu açıklamayı yaptı;
"Biliyorsunuz, kutuplar üzerinden geçen uydularımız var. Bunlar bulutsuz ve berrak havalarda çok netlikle dünyanın içini görüntüleyebilmektedirler. NASA tarafından çekilen kutuplara ait fotoğraflar bütün dünyaya dağıtılıyor. Ancak kutuplardaki "Açıklığı" gösteren fotoğraflar sansürlenmektedir."

Kanada Hava Kuvvetlerinin Kuzey Kutbu'nun sıcak bölgelerindeki gizli görevi:


Kanadalı bir TV prodüktörü 1980'li yılların sonlarına doğru Bernard'ın "İç Dünya" ile ilgili kitabını okumuştu. Bir çalışma günü sonunda işvereni Terry Dowding ile bu konuları konuşurken, Dowding, Kanada Hava Kuvvetlerinin 40'lı yıllarda -kendisinin de katıldığı- gerçekleştirdiği bir görevden söz etti. Dowding'e göre, mürettebat Kuzey Kutbu'nda, yeşillikler ve kuşlar ihtiva eden sıcak bir bölgeye rastlamıştı. Geri dönüşleri esansında görevleriyle ilgili tek bir kelime bile etmemeleri emredilmişti.

Denizaltı askerlerinden biri suskunluğunu bozuyor:


1976 yılında Amerikalı bir yazar, "İç Dünya" üzerinde çekilecek bir film için senaryo yazarken, tesadüften bir denizaltında askerliğini yapmakta olan genç bir donanma mensubu ile karşılaşır. Aralarındaki konuşma, "İç Dünya" konusuna gelince, genç asker onun bu konuda bilgi sahibi olmasına çok şaşırır. Asker önce konuşmak istemez, çünkü daha önce bu konuda konuşan diğer askerler tutuklanmışlardı. Kendisi de 6 aylık bir görevden yeni dönmüştü ve ona da bu konuda "mutlak sessizlik" emredilmişti. O ancak şu kadarını söyleyebildi: "Kuzey Kutbu'nda araştırma yapan bir çok denizaltı vardı. Görev sonuçlarının askerler arasında konuşulması ve tartışılması kesinlikle yasaklanmıştı. Askerin dikkatini çeken çok önemli bir şey vardı: Resmen aynı yeri araştırmalarına rağmen, her seferinde başka bir bölgenin haritası çıkarılıyordu."

Kuzey Kutbu'nun altındaki denizaltı araştırmaları:


Amerikan nükleer denizaltısı "Nautilus", 1958 yılında "Operasyon Sunshine" adıyla anılan Kuzey Kutbu'nda bir keşif gezisine çıktı. Amiral A. Burke'un komutası altında "Nautilus", 1-6 Ağustos tarihleri arasında kutbun buzullarının altına bir yolculuk yaptı. Deneme yolculuğu sırasında yanlış bir yere gidilmesine rağmen, denemenin başarı ile sonuçlandığı açıklanmıştı.

Yolculuk sırasında mürettebata sıcak iklimlerde kullanılabilecek giysiler verilmiş ve "mutlak sessizlik" emri verilmişti. Mürettebat, diğer denemelerde öngörülmemiş güçlüklerle karşılaşmıştı. Ayrıca onlar kutbun altında yalnız su olmadığını da görmüşlerdi. Kutbun altından geçiş denemesi esnasında, yollarına engel olan yer dalgası ile karşılaşmışlardı. 25 m. kalınlığında buz ve yer dalgası arasında sadece 10 m. yer kalmıştı. Prensip olarak Amerikan Deniz Kuvvetlerinin bütün denizaltı operasyonları gizli tutulmaktaydı.

Natulius'dan sonra, 1958-1962 yılları arasında "Skate", "Sargo" ve "Seadragon" adlı Amerikan denizaltıları Kuzey kutbunun buzlu sularında aktif görev aldılar. SSCB de "Leninsky Komsomol" adlı denizaltı ile 1962 yılında Kuzey Kutup denizinin haritasını çıkartmıştı. (Turgut GÜRSAN, Yeraltındaki Gizli Dünyalar, s.27-31)







FBI gizli arşivlerini açıkladı: Marilyn Monroe ve Kennedy gerçeği, Hitler intihar etti mi? 






MARILYN KENNEDY'İ TEHDİT ETMİŞ

FBI dosyalarında 1962'de aşırı dozda uyku ilacı almaktan ölen efsanevi yıldız Marilyn Monroe'nun ölümüyle ilgili iddialar da bulunuyor. FBI, Monroe'nun ölümü ile ilgili şu sözlere yer veriyor: "Robert Kennedy, karısını boşayıp, Marilyn ile evleneceğine söz vermişti. Ancak bunu yapmayınca, Marilyn ilişkiyi kamuoyuna duyuracağını açıkladı. Kennedy'ye yakın olan bir kişi Marilyn'e kamuoyunun dikkatini çekmesi için intihar etmesini ve onu kurtaracaklarını söyledi. Marilyn intihar etti ancak kurtarılmadı."



ATTA, MISIR'DA BİR KADINI ARAMIŞ

FBI dosyalarında 11 Eylül'de New York'taki ikiz kulelere yapılan intihar saldırılarından birini gerçekleştiren Muhammed Atta'nın 1996'da Mısır'a giderek kim olduğu belirlenemeyen bir kadını aradığı ancak bulamadığı yazıyor. Belgelerde yine teröristlerin nerede uçmayı öğrendikleri, fitness stüdyolarında güç depoladıkları da belirtiliyor.
 


HİTLER ARJANTİN'E KAÇMIŞ


FBI'ın 752 sayfalık gizli belgelerinde, 1945 yılının 29 Nisan'ında intihar ettiği açıklanan Hitler'in aslında intihar etmediği belirtiliyor. Birçok Amerikalı Hitler'in ölümüne inanmıyor ve o dönemin FBI müdürü J. Edgar Hoover'e mektup gönderiyor. Los Angeles'taki FBI bürosu ise 21 Eylül 1945 tarihinde şu notu düşüyor: "Hitler ve 50 en yakın güvendiği kişi Berlin'in düşüşünden yaklaşık 10 gün sonra iki denizaltı ille Arjantin'in güneyine ulaştı. Bıyığını kesen Hitler burada bir çiftlikte saklanıyor. Astım ve gastriti var."






UZAYLILAR VAR AMA SAKLANIYOR

Gizli belgelerde uçan daireler ya da uzaylılarla ilgili bilgiler de yer alıyor. Yazılanlara göre uzaylılarla çok uzun zamandır irtibat sağlandığı ancak bu kamuoyundan saklanıyor. Ayrıca uzaylı ya da uçan dairesi gördüğünü iddia eden insanların da söyledikleri yer alıyor. Örneğin bir vatandaş 20 Ekim 1950 tarihinde 18:15 sıralarında evinin arka bahçesinde bir UFO gördüğünü söylüyor.
ZAMAN YOLCULARI

FORS Yayıncılık tarafından yayınlanan Yazar Şenay Yılmaz'ın "Zaman Yolcuları" adını verdiği fantastik/belgesel roman da benzer görüşleri konu edinmesiyle dikkat çekmişti.
Şenay Yılmaz'ın Zaman Yolcuları adlı eserinin arka kapağında yer alan bilgiler:
"Uygarlık tarihinin kilometre taşları binlerce yıldır bizlere neleri işaret ediyor? İz bırakmadan bir anda ortadan kaybolan Atlantis örneğinde odaklanan yüksek medeniyetlerin gizemleri!"

Piramitlerin gerçek sahipleri Firavunlar mıydı? Gerçek Kudüs, Yemen'de mi gizli? Attila, Cengiz Han, Büyük İskender, Adolf Hitler ve Lenin gibi portreleri ne kadar tanıyoruz?

Dünya'ya geldiğimiz andan başlayarak biz insanlara sunulan kültür ve bilgi birikimi; her konuda şartlanmamızı ve giderek körleşmemizi sağlayan, düşünüp tartışmamızı ve gelişmemizi engelleyen bir "konserve" olabilir mi?

Kutuplar yalnızca birer buz kütlesi mi? Giderek yaşlanan, enerji kaynakları tükenirken, hızla kirlenen dünyamızın geleceği Kutuplar ile Sibirya buzullarının altında mı gizli?
Geçmiş zaman dilimlerinden, geleceğin bilinmezliğine uzanan yolculukta kendinizi hangi noktada bulabiliyorsunuz?

Düşüncenin zaman makinesi olan yazının kalem izlerinde uygarlık tarihinin gizli gerçeklerine ulaşacaksınız. Yeryüzü cennetini cehenneme çevirenler kimler?

İnsanlığın ortak akıl ve kültürde buluşmasının önünde set oluşturan, gizli tarikatların kriptoları kırılıp çözümlenebilecek mi?

İnsanlığın hizmetinde olması gereken bilim, ideolojik evlilikler yapınca ortaya nasıl bir dünya çıktı? Varlığını bilgiden alan güç, dünyayı yöneten gizli bir tarikatın tekelinde olabilir mi?

"Zaman Yolcuları fantastik düşlerde, gerçeklerin dansıdır.."

2 yorum:

  1. Türk insanı ekonomik sorunlarını aşabilmış değil devletin de bu konularda olumlu hiçbir yaklaşımı olduğunu sanmıyorum bir yanda siyonisler bir yanda agartalılar kaynaklara ulaşımı engelliyorlar bu devletlerin de işine geliyor soru soran bir halk kitlesine cevap verme zorunluluğu ortadan kalkıyor zaten günümüzde hiçbirşey inandırıcı olmuyor

    YanıtlaSil
  2. Türk insanı ekonomik sorunlarını aşabilmış değil devletin de bu konularda olumlu hiçbir yaklaşımı olduğunu sanmıyorum bir yanda siyonisler bir yanda agartalılar kaynaklara ulaşımı engelliyorlar bu devletlerin de işine geliyor soru soran bir halk kitlesine cevap verme zorunluluğu ortadan kalkıyor zaten günümüzde hiçbirşey inandırıcı olmuyor

    YanıtlaSil