UFO Olayları
Polis Schirmer Olayı
"Yine geleceğiz ve evreni göreceksin"
Tarih 3 Aralık 1967. Yer, ABD Nebraska Ashland. Polis memuru Herbert Schirmer rutin gece görevini tamamlamak üzere, anayoldan kente doğru gidiyor. Saat 02:30 civarında yolun kenarında ışıklar görüyor ve bir römork olduğunu düşünüyor. Bakmak için arabasını o yana doğru sürüyor ama ışıkların birden göğe yükselerek kaybolduklarını görüyor. Saat 03:00´de polis istasyonuna dönüyor ve görev defterine; "6 ile 63 no´lu yolların birleştiği kavşakta bir uçan daire gördüm, ister inanın, isten inanmayın" diye yazıyor. Sonra evine gidiyor ve yatıyor ama sabahleyin şiddetli bir ağrısı ve boynunun yanında nedenini bilmediği kırmızı bir lekeyle uyanıyor. Schirmer önceleri pek telaşlanmıyor, olayı unutuyor ve birkaç gün içinde de leke kayboluyor ve başağrısı azalıp yok oluyor. Schirmer kısa bir zaman sonra Polis Şefi oluyor, daha önce Deniz Kuvvetleri´nde görev yaptığı ve önemli bir Hava Kuvvetleri subayının oğlu olduğu için kimse onun bir UFO´cu veya bir fanatik olduğu düşünmüyor. Şef olduktan iki ay sonra görevinden istifa ediyor. UFO gördüğünü hatırlamıyor buna karşın çok şiddetli baş ağrılarını hatırlıyor ve işine konsantre olmakta zorlandığı için görevini yapamadığını söylüyor.
"Gerçek hipnoz altında ortaya çıkıyor"
UFO´ları araştıran Condon Komitesi Schirmer Olayı´nı duyunca bir hazırlık soruşturması başlatıyor. Yazdığı yazıyı hatırlayamadığı için kendisine hipnotik regresyon yani uyutarak geriye döndürme seansı teklif ediliyor, Schirmer, kabul ediyor ve seans esnasında olay ortaya çıkıyor; Schirmer yol kenarında ışıklara bakmak için durduğunda ışıklı cisim ona doğru gelmiş ve otomobilinin yanına inmiş. Schirmer, olayı kıpırdamadan izlerken cismin içinden insanımsılar çıkmış ve yaklaşmışlar. Bir tanesinin gözlerinden fışkıran bir ışık arabaya vurunca, arabanın içi yeşilimsi bir gazla dolmuş. Schirmer, silahını çekmeyi düşünmüş ama nedense bunu yapmamış ve aksine yanındaki pencereyi iyice açmış. Sonra yaratıklardan birisi elini uzatıp, Schirmer´i boynundan tutmuş ve sonra kendisini arabanın dışında bulmuş. O anda kafasının içinde "Sen bu yerin gözetleyici misin?" diye soran bir ses duymuş ama Schirmer cevap verememiş. Ses devam etmiş; "Bir uzay aracına hiç ateş ettin mi?" demiş, o zaman Schirmer, "Hayır efendim" demiş. Sonra Schirmer´i bırakmış ve aracına geri dönmüş.
Düşman değildiler...
Schirmer, hipnoz altında yaratıkların boyunu 120-130 cm olarak tanımladı, başlarının insanlara göre daha uzun ve dar olduğunu söylerken, derilerinin gri-beyaz, burunlarının çok düz, ağızlarının bir yarık gibi olduğunu ve ağzın hiç hareket etmediğini belirtiyordu. Yaratıkların gözleri oval ama çok büyük değildi, gözlerini kırpmıyorlardı. Giysileri gümüş grisiydi ve vücutlarına yapışıktı, başlarının sağ tarafında antene benzer bir çıkıntı vardı. Göğüslerinin sağ tarafında ise kanatlı bir yılana benzer bir amblem görmüştü. Hipnoz altında yaptığı çizimlerde Schirmer´in çizdiği yaratıkların insana çok benzediği ve çok bilinen "Griler" denen uzaylı tipine pek benzemediği görüldü. Griler, genelde kaçırma olaylarında görülüyorlardı. Olayın devamı da vardı; sonraki 15 dakika içinde Schirmer, telepatik sesler duymuştu. Çevresinde daha küçük bir aracın uçtuğunu sannmıştı, yaratıklar uzun zamandan beri insan ırkını izlediklerini ve adına "Üreme Analiz Programı" dedikleri bir proje ile meşguldular. Dediklerine göre, rasgele insanlar seçiyorlar ve örnekler alıyorlardı. Güvencede kalmak istiyorlardı, Schirmer onların bizleri kendi varlıklarına karşı tehlike olarak gördüklerini söylüyordu. Düşmanca davranmamışlardı ama olanları hatırlamayacağını ve onu yine ziyaret edeceklerini söylemişlerdi. Schirmer´e "Unutma Gözetleyici, yine geleceğiz ve birgün evreni göreceksin." demişlerdi.
Herbert Schirmer aracına döndükten sonra uzay cismi uçup gitti. Boynundaki leke, yaratığın ona dokunduğu yerdi. Hipnoz altında herşeyi hatırladıktan sonra bir daha polislik yapmadı. Kuşkusuz 3 Aralık 1967´den sonra Schirmer´in yaşamı tümüyle değişmişti ve o artık eski Schirmer değildi. Şimdi özel bir işte çalışıyor ve bekliyor. Neyi mi? Evreni göreceği günü...
"Demiryolunda dev UFO "
Aralık 1997´de çok büyük bir UFO´nun Kuzey Avustralya´daki bir demiryolu yük istasyonunun yakınına indiği bildirildi. UFO´yu, istasyonda yükleme yapan tüm işçiler gördüler. Olayın geçtiği yer, Queensland Eyaleti, Kajabbi Bölgesi, istasyon Brisbane ile Isa Dağı arasındaki tren hattının üzerinde ve Brisbane´in 1936 km. kuzeybatısında. Yük trenine yükleme yapan işçiler gök cismini "Dev bir bina" ya benzettiler. Bir tanık; "Şeffaf bir şeydi, pas renginde kahverengiydi, büyüklüğü bana göre bir tren dizisi kadar vardı." diyordu. Ortalama bir trenin uzunluğu 300 metredir. UFO yere inmiş gibiydi ama temas gerçekleşmemişti. İşçiler olay sırasında çıngıraklı yılan takırdamasına benzettikleri bir ses duymuşlardı ve bazıları; "Böyle birşeyi yaşam boyu görmedik." diyorlardı. Kuzey Queensland´da yaşayan ilkel yerli kabileler yani Aborginler, efsanelerinde de yer alan "Min Min Işıkları" dedikleri garip gök cisimlerinden sürekli söz etmektedirler.
Kaynak: Ross Dowe/Avustralya/Yeni Zelanda Ulusal UFO Haber Merkezi)
Zaman Kaybı ve UFO akrobasisi
İki grup tanık 19 Şubat 1998´de, New Jersey, Toms Irmağı´nda UFO gördüklerini söylediler. Grubun birisi. zaman kaybına uğradıklarını belirtiyordu. Olay yeri New York´un 160 km. güneyi idi. O gün, saat 10:00´da etfaiyeci Bob Moorie ve arkadaşı George Pazzinski, 37 no´lu yolda arabaları ile gidiyorlardı, bölge çam ormanlarından oluşmaktadır, daha kısa olan bir yan yola sapmaya karar verdiler, tam yola girdiklerinde araba sallanmaya ve savrulmaya başladı, birden önlerinde koca bir cisim belirince, zorlukla frenlere asılan George arabayı durdurdu, çarpmaktan son anda kurtulmuşlardı. Yolun ortasında tabak şeklinde, üç bacaklı bir araç duruyordu. Kayarak durdukları yerle cisim arasında en fazla on metre vardı. Sabit bakışlarla ikisi de cismi bir dakika kadar ses çıkarmadan izlediler ve Bob sordu; "Gördüğümü görüyor musun?", George cevap verdi; "Eğer bir uçan daire görüyorsan, ben de görüyorum." Birden paniğe giren George haykırarak; "Bu cehennem olası yerden gidelim" diyerek arabayı geri vitese taktı, gazı sonuna kadar kökledi, arabayı çevirerek geri dönmeye çalışırken, birden durdu ve arabayı da durdurdu. Sabit bakışlarla bakarken, Bob gitmeleri için ısrar ediyordu. Sonra George arabayı çevirdi ve hiç durmadan ve konuşmadan araba sürerek doğrudan eve gittiler ama Bob´un evine yaklaştıklarında inanamadıkları bir şeyi fark ettiler. Gün batıyordu ve saat altıyı çeyrek geçiyordu oysa en fazla bir saat araba sürmüşlerdi. Aradaki saatlere ne olmuştu? Daha sonraki günlerde, UFO´nun ayaklarının arasında yere inik bir merdiven bulunduğunu, üzerinde hiçbir işaret olmadığını ve cismin mat aleminyum renginde olduğunu anımsadılar. Bob ve George´un saat 11:00 ile akşamüstü 05:00 arasındaki anıları yok oldu. Bu altı saati hiç anımsamıyorlar.
Aynı gün öğleden sonra 04:30 sıralarında Ellis Smith, yanındaki dokuz yaşındaki oğlu ve beş yaşındaki kızıyla beraber Toms Irmağı üzerindeki bir UFO´nun akrobatik hareketlerini izledi. Smith şöyle anlatıyor; "Sinemadan çıkmıştık ve arabamı Toms Irmağı´na doğru sürüyordum, güneybatıya doğru, 40-45 derece ufuk doğrultusunda çok parlak beyaz bir ışık gördüm. Gök çok berraktı ama ben ışığın nereden geldiğini görememiştim. Önce özel bir hava aracı sandım ama benzemiyordu, bir ara üzerimize bir kıtalararası roket atılmış olabileceğini düşündüm ama cisim birden yavaşladı, neredeyse gökte asılı gibiydi, çok yavaş olarak yükseliyordu. Üç dakika kadar böyle devam ederek, bir J harfi hareketi oluşturdu, parlaklığı gittikçe artıyor, sanki boyutu değişiyordu, sisli veya dumanlı bir ışığın içinde katı bir cismin bulunduğunu fark edebileceğim kadar büyümüştu." Tanık UFO´nun aynı hareketi altı kez yaptığını ama her hareketin süresinin değiştiğini ve sonuncusunun en fazla 30 saniye sürdüğünü belirtiyor. UFO, bu hareketlerin ardından yine yavaşlamış ve tabaksı şekli daha belirginleşirken parlaklığı daha da artmış sonra bir top şekline dönüşürken, çevresinde yoğunlaşan sisin içinde birden yok olmuş.
Kaynak: MUFON
Köpek UFO´ları haber veriyor
21 Şubat 1988´de sabah saat 09:00 civarında Adam Tanner ve köpeği Kala Colorado, Longment kentindeki evlerinin yakınında caddede yürüyorlardı. Adam anlatıyor; "Köpeğimi gezdiriyordum, Kala çimenliğe doğru koştu ve çağırmama rağmen geri gelmedi. Yere oturdu ve göğe doğru bakarak ağlar gibi inlemeye başladı. Nereye baktığını merak ettim, çimenliğin üzerinde ve hemen ardındaki evimin tepesinde alev gibi titreşen beş veya altı tane portakal renkli ışıklar gördüm. Sonra birden ikiye ayrıldılar ve V şeklinde açılarak yükseli; kayboldular. Heyecanla eve gidip karıma anlattım dışarı çıkıp beraber yine baktık ama gitmişlerdi, yanıma kameramı alıp birkaç gün bekledim ama gelmediler. Herhalde en fazla 30 saniye görebilmiştim, portakal renkli ışıklar göz kırpıyorlardı, ne gördügümü bilmiyorum ama bu ışıkların bildiğimiz uçan araçlarla hiç ilgisi olmadığına eminim. Eğer bu bütün bir araçsa, herhalde 7000 metre yükseklikteydi ama dedim ya ne gördüğümü bilmiyorum ve böyle bir şeyi ömrümde hiç görmedim."
Kaynak: MUFON
Gece ziyaretçisinin amacı neydi?
Yine Avustralya´dayız. Yer, Batı Avustralya, Fremantle kenti. Tarih 1 Şubat 1998, saat geceyarısı 02:30. Rowena Judd evinde uyuyor. Olayı kendisinden dinleyelim; "Birden uyandım, yatak odamın kapısının önünde birisi vardı, insanımsı bir şekildi, karanlıktı ama içinden yayılan çok hafif bir ışık görüyordum ve yüzü belirsizdi. Sonra birden kayboldu. Korkuyla yataktan fırladım, yandaki odadaki kardeşimi uyandırdım, tüm evi aradık, hiç kimse yoktu ve her yer sıkı sıkı kapalıydı." İki hafta sonra 15 Şubat´ta bu kez Judd´un evinin üzerinde parlak bir ışık belirdi, bir vızıltı sesi çıkarıyordu, tüm ev aydınlandı. 22 Şubat´ta gece 12:25 sıralarında Perth yakınındaki Karangi´de, üç adet parlak portakal renkli ışığın güneybatıya doğru gittikleri rapor edildi. Işıklar yavaş ve üçgen şeklinde uçuyorlardı sonra yükselerek dikey bir form oluşturdular, derken birisinin ışığı beyaza dönüştü ve doğrudan yere yöneldiğinde üçü birden kayboldular. Yaklaşık olarak gözlem yerinden bir km. uzaklıktaydılar.
Kaynak: Ross Dowe/Avustralya/Yeni Zelanda Ulusal UFO Haber Merkezi)
Helikopteri kim düşürdü?
18 Şubat 1998, Perşembe günü, ABD Deniz Kuvvetleri´ne ait bir helikopter, deney amacıyla uçuşa çıktı ve bir kaza sonucunda California, Sequoia Ulusal Ormanı´na düştü. Beş kişilik mürettebat kurtulamadı. Kazadan hemen sonra, Şerif Mike Gutsch ve ekibi Kern Irmağı yanındaki kaza yerine ulaştılar; Şerif Gutsh anlatıyor; "Kaza yeri ile Mojave Çölü´nün 100 km. doğusudur. Oraya ulaştığımda kurbanlara dokunmamam, askeri yetkilileri beklemem emredildi, ölenlerin kimlikleri belirtilmiyordu." Aynı gün, güneydeki Fresno Bee´de birçok kişi saat 11:00 civarında Kern Irmağı üzerinde uçan parlak bir cismi rapor etmişlerdi ve haberlerin gelmesinden birkaç saat sonra helikopter kazası gerçekleşti. Bölge Haber Bürosu´ndan Ernest Cowan, ışıklı cismin kaza ile ilgili olduğu düşüncesinde, cismin alevli olmadğını ama bir meteor veya Vandenberg Üssü´nden atılmış olası bir uydu olduğunu ileri sürüyor. Ama tanıklara göre cisim garip dairesel hareketler yapıyordu yani yere doğru düşmüyordu.
Kaynak: Sun-Chronicle Gazetesi, Fresno, California ve Kenneth Young, Halkı Bilgilendirme Direktörü Tri-States Advocates for Scientific Knowledge
Videoya yakalanan UFO´lar
İngiltere´de Leeds kenti üzerinde saatte 224 km. hızla uçan iki UFO,George Hickinson adlı bir kentli tarafından videoya kaydedildi. Olay 2 Şubat 1998´de yaşandı; Hickinson şöyle anlatıyor; "Saat akşamüstü 05:35 dolaylarındaydı. Birden gökte bir çift parlak ışığı fark ettim, batıya doğru beraberce saat 10 ve 4 yönünde uçuyorlardı. Dikkatle izliyordum, uçağa benzemiyorlardı ama yanlarında birer çıkıntı vardı fakat oralardan ışıklar yayılıyordu. Üç dakika izledikten sonra gidip kameramı aldım ve beş dakikalık bir kayıt yaptım sonra York yönünde kayboldular." Hickinson´un video bandı, 12 Şubat´ta BBC´de yayınlandı. 15 Şubat´ta saat 19:10´da Doncaster´dan Yeovil´e giden bir ailenin A37 no´lu karayolunda arkalarından ve gökten gelen çok parlak bir ışıkla arabaları aydınlandı. Durduklarında UFO sola doğru dönerek, yükseldi ve kayboldu. tanıklar cismin yeşil-kırmızı renklerde olduğunu ve arkasında da kuyruğu benzer bir şeyin olduğunu söylediler. İki olay arasındaki uzaklık 48 km´idi.
Kaynak: John Thompson ve George A. Filer Gazeteler: Yorkshire Evening Post London Daily Telegraph
"RECURRING WEDNESDAY UFO HAS THE ITALIANS TALKING"
Şubat ayı 1998´de sanki UFO´ların gösteri ayı. Bu kez İtalya´da, Lombardia bölgesindeyiz. 11 Şubat 1998´de saat 18:30´da, yeşil-sarı ışıklar saçan ve uzun parlak mavi bir kuyruğu olan top şeklinde bir uçan bir cisim görüldü. Gök cismi Bergamo, Brescia, Asola, Parma ve Mantova kentlerinden görüldükten sonra Lazio üzerinde kayboldu. İtalyan bilim adamlarına göre cisim, alışılmadık bir atmosfer olayı idi. Ama bir hafta sonra 18 Şubat´ta olay yinelendi. Aynı renkleri taşıyan cisim tekrar ortaya çıktı, gün yine Perşembe günüydü ve yüzlerce kişi tarafından gözlendi; gökte bir yay çiziyordu. İtalyanlar cisme, "Perşembe Günü Meteoru" adını taktılar.
Kaynak: Il Messagero, Gazzeta di Parma, Gazzeta di Mantova
"1957´den kalan bir olay açıklandı"
8 Mart 1957´de şimdiki Kennedy Hava Limanı´ndan saat 11:30´da kalkan DC-6 tipi dört motorlu yolcu uçağı kalkışın ardından güneydoğuya dönerek, Porto Riko, San Juan´a doğru yönlendi. Yolculuk normal geçiyorken, Bermuda üzerine ulaştıklarında Kaptan Matthew Van Winkle telsizden bir fırtına uyarısı alınca rotasını değiştirdi ve daha batıya dönerek Florida üzerine yaklaştı. Saat 15:30 olmuştu ve 257 sefer sayılı uçak şimdi Florida Jacksonville üzerinde 9000 km yükseklikte uçuyordu. Kaptan Winkle anlatıyor; "Aniden uçağın altında, sağ tarafından patlayan bir ışıkla irkildim, sanki gök yarılmıştı şeklini iyice gördüğüm ışıklı bir cismi bir an için gördüm, çok büyük bir ateş topu gibiydi, inanılmaz bir hızı vardı ve kükrer gibi bir ses çıkarıyordu. Önümüzdeydi, oluşturduğu hava akımı uçağımı sarsmaya başlayınca ve de çarpışma korkusuyla yükselmeye başladım." Ani yükseliş sonucunda uçağın işi karmakarışık oldu, yolculara haber verecek zaman yoktu, bagaj kapakları açılmış, eşyalar dökülmüş, insanlar yerlere yuvarlanmıştı, o esnada pilot kabininde bulunmayan yardımcı pilot düşe kalka yerine döndüğünde, Kaptan´ı kontrollarla boğuşurken buldu. Bir hostes ve bir yolcu yaralanmışlar, üç yolcu ise şok geçirmişlerdi. Uçak sağ salim San Juan´a indikten sonra soruşturma yapılırken Kaptan Winkle şok geçirdi; aynı yörede aynı saatte uçan dört uçak daha benzer bir uçan cisim görmüşlerdi; cisim çok parlaktı, önünde beyazımsı fosforik bir ışık, arkasında ise egsoza benzer kırmızı bir ışık vardı. Soruşturmanın sonucunda yapılan resmi açıklamada; cismin bir meteor olduğu belirtildi. Oysa Kaptan Winkle, bugün dahi aynı fikirde değil.
Teşekkür ederiz. Yararlı ve güzel bir derleme.
YanıtlaSilSevgili Emre, yorumun için gerçekten minnettarım. Ben de http://www.yenidunyaicinipuclari.com/ da bulunan ve spiritüel farkındalık yaratan yazılarınızı takipteyim. Sanırım beğendiklerimi burada paylaşmak arzusu güdebilirim. Gerçekten çok teşekkür ederim. Takipte kalmanız bizim için çok önemli. Sevgiler...
YanıtlaSil