Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Mart 2012 Perşembe

Güneş'te ciddi patlama!

Güneş

Güneş'te meydana gelen patlama, tüm dünyada elektrik ve uydu navigasyon sistemleri ile uçuşları etkileyecek..

   Colorado'daki Uzay Hava Tahminleri Merkezi, salı gecesi Güneş'te son beş yılın en şiddetli patlamasının meydana geldiğini ve ortaya çıkan radyasyonun bu gece yarısından itibaren Dünya'da iletişim ve elektrik sistemlerini etkileyebileceği uyarısında bulundu.

Manyetik fırtınanın, elektrik sistemlerini etkileme potansiyeli taşıdığını belirten yetkililer, fırtınanın yaydığı elektro manyetik dalgaların uydulara da zarar verebileceğini söyledi.

Yetkililer, fırtınanın yol açtığı radyasyon nedeniyle Kuzey ve Güney Kutbu üzerinden uçuşların da yapılamayacağını kaydetti.

http://www.milliyet.com.tr

7 Mart 2012 Çarşamba

'Tanrı parçacığı'yla ilgili en güçlü ipucu ABD'den geldi

Tanrı parçacığı




Fizik tarihinin en büyük avında yolun sonu göründü. Bilim insanları 40 yıldır aranan “Tanrı parçacığı”nın varlığıyla ilgili güçlü kanıtlar bulunduğunu açıkladı.


New York Times’ın haberine göre, ABD’nin Illinois eyaletinde bulunan Batavia şehrindeki Fermi Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı, Higgs bozonunun işaretlerini bulmuş olabileceklerini duyurdu.


Uzun zamandır aranmakta olan bu teorik parçacığın diğer temel parçacıkların kütleye sahip olmasını sağladığına inanılıyor.

Fermilab’ın Tevatron hızlandırıcısında son birkaç yılda toplanan verilerdeki Higgs bozonunun işareti sayılan detaylar, Aralık ayında Cenevre’de bulunan CERN laboratuvarındaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda gerçekleşen iki bağımsız deneyden elde edilen sonuçlarla da uyumlu.

Tevatron’dan elde edilen verilerle ilgili rapor, bugün, Michigan State Üniversitesi profesörlerinden Wade Fischer tarafından İtalya’nın La Thuile şehrinde düzenlenen bir fizik konferansında tüm ayrıntılarıyla kamuoyuna açıklanacak.

"EN GÜÇLÜ İPUCU"

Raporun New York Times’da yer alan kısmında, Fermi Laboratuvarı'nın bulguları için, “Elimizdeki Tevatron verileri ve Aralık 2011’de yapılan diğer deneylerden elde edilen sonuçlar da göz önüne alındığında, Higgs bozonunun varlığı konusundaki en güçlü ipucudur” deniliyor.

Geçen yıl Aralık’ta CERN çarpıştırıcısında Atlas ve CMS isimli iki büyük parçacık detektörünü kullanan uzmanlar 124 milyar elektron volt ve 126 milyar elektron volt değerlerinde umut verici pürüzler bulduklarını açıklamıştı. (Protonun değeri 1 milyar elektron volt, elektronunkiyse yarım milyar.)

Fermilab uzmanları ise 115 milyar ile 135 milyar elektron volt arasında daha büyük bir pürüz bulduklarını açıkladı. Fermilab’daki çalışmanın başkanı Dmitri Denisov, e-posta ile yaptığı açıklamada, “Bulmacanın çözüldüğünü söylemiyoruz. Ama yapbozun önemli bir parçasını bulduk” dedi.

TEORİDE VAR AMA HENÜZ GÖREN YOK
Bu sonuçların hiçbiri, bilim dünyasının zafer ilanı için yeterli değil. Ancak son haberler, bilim insanlarını evrendeki kütlenin ve çeşitliliğin anahtarı olan bu parçacığın bu yaz kadar kısa bir süre içinde keşfedilebileceği yönündeki umutları güçlendirdi.

Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ndan elde edilen verileri inceleyen California Üniversitesi’nden Beate Hienemann, CERN’in sonuçlarıyla ilgili olarak, “Burası Higgs bozonu gibi kokuyor” derken, daha fazla veri elde edilmesi halinde beklentilerin boşa çıkabileceğini de sözlerine ekledi.

Higgs bozonu dünyadaki dört temel güçten üçünün nasıl işlediğini anlamak için kullanılan Standart Model’in temel parçası. Parça hiç görülmemekle birlikte teoride nasıl işlediği biliniyor ancak kütlesi bilinmiyor.


http://www.hurriyet.com.tr

5 Mart 2012 Pazartesi

Kadınlara sınırsız yumurta müjdesi


Sınırsız yumurta


Amerikalı doktorlar, doğurganlık tedavisinde kullanılmak üzere "üretmenin gelecekte mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar kadın rahminde bulunan bazı kök hücrelerin, kendi başlarına bölünerek yumurtaya dönüşebileceğini laboratuvar ortamında kanıtladı. 

Bazı uzmanlar Nature Medicine dergisinde yayınlanan bu çalışmanın doğurganlık tedavisi konusunda çığır açacağı görüşünde.

Bugüne dek yerleşik kanı, kadınların belli bir yumurta stokuyla doğduğu ve bundan fazlasını üretemeyeceği yönündeydi.

Massachusetts Genel Hastanesi ekibinin başkanı Doktor Jonathan Tilly ise bunun aksini kanıtladıklarını söylüyor.

Tilly, doğurganlık çağındaki kadınların rahminden alınan kök hücrelerden yumurta ürettiklerini bildirdi.

Ancak tüm kök hücreler değil, yalnızca yüzeylerinde DDX4 proteini taşıyan hücreler yumurtaya dönüşebiliyor.



"Bu çalışma işimizde çığır açmakla kalmıyor, kanser tedavisi gören kadınlarda doğurganlığı korumak için yeni fırsatlar da doğuruyor"
Dr Allan Pacey


İnsan yumurtası üzerinde deneylere kısıtlama getirildiği için fareler üzerinde tekrarlanan deneyler, bu yumurtaların döllenip embriyo üretebileceğini ortaya koydu.
Doktor Tilly "Bu buluş, kadınlarda kısırlığı aşmak ve hatta rahim yetmezliğini ertelemek için yepyeni teknolojilerin yolunu açıyor." diye konuştu.
Sheffield Üniversitesi'nden doğurganlık uzmanı Dr. Allan Pacey de, "Bu çalışma işimizde çığır açmakla kalmıyor, kanser tedavisi gören kadınlarda doğurganlığı korumak için yeni fırsatlar da doğuruyor." dedi.
Londra'daki Hammersmith Hastanesi'nin Tüp Bebek Kliniği Başkanı Stuart Lavery de haberi BBC'ye değerlendirirken "bir mihenk taşı" olabileceğini belirtti ve şunları söyledi:
"Eğer bu sonuçlar doğrulanırsa, üreme biyolojisinin en büyük eşitsizliklerinden biri ortadan kalkar. Kadının üreme araçlarının da, tıpkı erkeğinkiler gibi, yenilenebilir olduğu görülür."
Ancak bu teknolojinin hayata geçirilmesi için "daha zaman olduğuna" dikkat çeken Lavery, yine de bunun, kemoterapi tarzı kısırlık yaratan tedaviler gören genç kadınlara umut vaat ettiğini belirtti.


http://www.bbc.co.uk

Akıl hastalığı tedavi edilecek


Akıl Hastalığı




Bilim adamları, aile geçmişinde akıl sağlığı sorunları bulunan kişilerden toplanan hücrelerden beyin hücresi geliştirdiklerini açıkladı.




Yeni tedavi yöntemlerinin de bu örnekler üzerinde sınandığı belirtildi. Bugüne dek yeni tedavi yöntemlerinin denemelerinde sadece, ölen şizofreni ve bipolar bozukluk hastalarından alınan beyin hücreleri kullanılabilmişti.
Sorunlu genlere sahip kişilerin derisinden ya da saç tellerinden alınan canlı hücrelerin geliştirilmesinin, yeni tedaviler için yapılan testlerdeki doğruluk payını artıracağı belirtiliyor.
Araştırmacılar bu sayede akıl sağlığı sorunlarını daha iyi anlamayı, uygulanan tedavileri geliştirebilmeyi umuyor.
Ayrıca bu uygulama, hayvanlar üzerindeki denemelere olan bağımlılığın da azalacağı anlamına geliyor.
Edinburgh Üniversitesine proje için bir milyon sterlinlik fon sağlandı. Proje kapsamında, hastaların derisinden ya da saç tellerinden alınan hücrelere dayanarak yeni yöntemler geliştirilebilmesi de amaçlanıyor.




Sonuç veren tedavi


 Edinburgh Üniversitesi Biyolojik Psikiyatri Profesörü Andrew McIntosh, bipolar bozukluk ve şizofreni tanısı konmuş kişilerden alınan deri örneklerinden farklı türde beyin hücreleri ürettiklerini açıkladı.


Bu hücreler laboratuvar ortamında bir kez geliştirildiğinde, nörolojik fonksiyonları üzerinde araştırmalar yapılabiliyor. Bu hücrelerin türlü psikiyatrik tedavilere nasıl karşılık verdiği incelenebiliyor.
Uzmanlar böylece yeni ilaçlar geliştirebileceklerine inanıyor. Dünya nüfusunun yüzde 1 ila 4'ü bipolar bozukluk ya da şizofreni tanısı konmuş kişilerden oluşuyor. Bu rahatsızlıklara karşı etkili tedavi yöntemleri ise pek bulunmuyor.
Sebepleri hakkında pek az bilginin bulunduğu bu rahatsızlıklar genetik özellik taşıyabiliyor. İngiltere'de bir milyonu aşkın kişi bu rahatsızlıklardan muzdarip.



http://www.ntvmsnbc.com

4 Mart 2012 Pazar

Güneş yakınlarında 3 Mart tarihinde gözlemlenen tanımlanamayan cisim (UFO)


Ufo

 Youtube'da myunhauzen74 isimli kullanıcı gerçeği bilmeliyiz ibaresini içeren bir yazı ile listesinde bulunan Ufo dosyalarına bir yenisini daha ekledi. İşte bilim dünyasına bomba etkisi yapan video.




March 2012  3 Mart 2012 





March 2012  3 Mart 2012 







Teknoloji, Bilim ve Spiritüalizm: Zihin okumayı başardılar

Teknoloji, Bilim ve Spiritüalizm: Zihin okumayı başardılar

Zihin okumayı başardılar





Bilim adamları geliştirdikleri yeni teknoloji sayesinde, konuşma yetisini kaybedenlerin beyinlerindeki iletişim faaliyetlerini sözcüklere dönüştürmeye hazırlanıyor.


  Bireylerin zihnini okumak artık yalnızca bilim kurgu filmlerinin parçası değil.  konuşma yetisi 'nın Californiya-Berkeley Üniversitesi’nden araştırmacılar, konuşma yetisini kaybetmiş hastaların düşüncelerini sözcüklere dönüştürmeyi başardı.
Teknoloji, beynin duyulan sözcükleri beyin dalgasına dönüştürmesi prensibine dayanıyor. 15 epilepsi hastası üzerinde yapılan deneyde katılımcılara belli sözcükler dinletildi.
Hastaların kafatasına yerleştirilen elektrotlar yardımıyla bu sözcüklerin beyin dalgasına dönüşümü gözlendi. Bilim adamlarının geliştirdiği bilgisayar programı, bu beyin dalgalarını yeniden sözcüklere dönüştürmeyi başardı.


http://www.ntvmsnbc.com