Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bilim adamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bilim adamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Kasım 2011 Pazar

İnsan derisi morötesini 'görüyor'!

Morötesi
 

     Bilim adamları, insan derisinin, ultraviyole ışığı algılarken, gözün karanlıkta kullandığına yakın bir sistemle hareket ettiğini buldu.

Alman Aerztezeitung gazetesinin haberine göre, deri, bu sistem sayesinde saniyeler içerisinde deri hücrelerinin, enerjisi yüksek ultraviyole ışınına maruz kalıp kalmadığını tespit edebiliyor. İhtiyaç durumunda deri hemen gerekli önlemleri alıyor, bu çerçevede koyu renk melanin pigmentini üretiyor.

Bugüne kadar, bu pigmentin, DNA'nın hasar görmesi üzerine, en az 12 saatte ortaya çıkan bir tepki olduğu düşünülüyordu. Ancak yeni bulunan mekanizma, çok hızlı devreye giriyor.

Klasik bronzlaşma tepkisi, ultraviyole ışınının kısa dalgalı ve daha fazla enerji içeren ultraviyole B (UVB) ışığına karşılık oluşuyor. UVB hücrelere giriyor ve DNA'ya zarar veriyor. Buna tepki olarak zincirleme bir reaksiyon sonucunda melanin üretimi artıyor ve deri, güneş ışığına maruz kaldıktan birkaç gün sonra bronzlaşıyor.

Bilim adamları, derinin anında tepki vermesinde ise rodopsin proteininin rol oynadığını tespit etti.

İnsan derisinden alınan melanosit hücrelerini laboratuvarda, güneşlenirken alınan kadar ultraviyole ışığa maruz bırakan bilim adamları, bir çeşit A vitamini olan retinol maddesinin de bulunması halinde melanositlerin derhal melanin üretimine başladığını gördü. Bu sonuç ışığında, karanlıkta insan gözünün görmesini sağlayan opsin proteinlerinin devrede olduğunu anlayan bilim adamları, ayrıntılı testlerde, aynı gözdeki gibi rodopsinin varlığını saptadı.

Bilim adamları, rodopsin sayesinde derinin "görebildiğini" bildirdi. Ultraviyole ışınının rodopsine ulaştığında oluşan zincirleme reaksiyon sonucunda melanin üretildiği, ancak bunun miktarının, DNA'nın hasar görmesi sonucu oluşan melanin miktarından daha az olduğu saptandı.

Bilim adamları, sonuçların dikkate alınarak daha etkili güneş koruyucu kremlerin üretilebileceğini belirtti.






4 Kasım 2011 Cuma

Yaşlanmayı durdurdular!

Yaşlanmayı durdurdular






Amerikalı bilim insanları laboratuvar ortamında yaşlanmaya neden olan hücre faaliyetlerini kısmen de olsa durdurmayı başardı.


  ABD'de bilim adamları, laboratuvar ortamında fareler üzerinde yaptıkları deneylerde kırışıklıklar, kas kaybı ve katarakt gibi yaşlanma belirtilerini ertelemeyi, hatta ortadan kaldırmayı başardılar.
"Nature" adlı dergide yayımlanan araştırmaya göre bilim adamları, bölünerek yeni hücreler oluşturmayı durduran atıl durumdaki hücreleri yok ettiler.
"Yaşlanan hücreler" olarak adlandırılan bu hücreler, bağışıklık sistemi tarafından dışlanıyor ve sayıları, zaman içinde giderek artıyor.

Bu hücreler, yaşlı insanlarda tüm hücrelerin yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor.
Mayo Klinik'te yapılan araştırmada bilim adamları, genetik değişime uğratılmış farelerde tüm yaşlı hücreleri yok etmeyi başardılar.
Daha sonra farelerde yaşlanmanın üç önemli belirtisine bakıldı: Gözlerde katarakt oluşması, kas dokusunun zayıflaması ve ciltte kırışıklıkların oluşması.
Yaşlanan hücrelerin yok edildiği farelerde bu belirtiler, dikkat çekici bir biçimde yavaşladı. Yaşlanmış farelere aynı tedavi uygulandığında ise kaslarda önemli bir düzelme görüldü.
Araştırmanın sonuçları, insanlarda yaşlanmanın belirtilerinin yavaşlatılması ya da tamamen ortadan kaldırılması ile ilgili umutları yeniden alevlendirdi.
 Bilim adamları, yaşlanan hücreleri devre dışı bırakması için bağışıklık sisteminin uyarılabileceğini ya da ürettikleri özel protein sayesinde sadece yaşlanan hücreleri hedef alan bir ilaç geliştirilebileceğini söyledi.










2 Kasım 2011 Çarşamba

Beyninizin içinde neler var?



Beyin





Beyninizin içindeki bölümleri, organları merak ediyor musunuz? BBC 

Focus dergisinde yer alan habere göre işte beyninizin içindeki bölümler ve işlevleri:


Allen Enstitüsü'nde görevli araştırmacılar insan beynini inceliyor ve buradaki genlerin aktivitesini ölçerek şizofren, otizm gibi çeşitli hastalıkların nedenlerini bulmaya çalışıyor.

BBC Focus dergisinde yer alan habere göre işte beyninizin içindeki bölümler ve işlevleri:

Dorsolateral prefrontal korteks: Bir araştırma bu yapının şizofren hastalığı için bir sorunlu 
bölge olabileceğini iddia ediyor. Allen Enstitüsü'nün aletleri kullanılarak, bilim adamları düzinelerce şizofrenle ilişkili genlerin göreceli aktivitesini burada test edebiliyor.

Entorhinal korteks:    Enstitüde görevli bilim adamları tarafından yapılan bir analiz, bireyin genetik geçmişinin bu gibi beyin bölgelerindeki hafızayla bağlantılı aktivite şablonlarını etkileyebildiğini ortaya çıkardı.

Amigdal: Allen Enstitüsü'nde görevli araştırmacılar ve işbirlikçiler duygu, korku ve saldırganlığında dahil olduğu bu yapının uykusuzluk nedeniyle birbirinin içine girdiğini tespit ettiler. Fareler uzun süre uyanık bırakıldıklarında strese tepki vermenin de içinde olduğu bu 
bölgedeki bazı genlerin aktivitesinin arttığı belirlendi.

                       

      
                       



Hipokampüs: Beynin anatomik haritaları tipik olarak hipokampüsü (öğrenme ve hafızadan sorumlu) 4 ara bölgeye ayırmıştır. Fakat, daha çok ara bölgenin bulunduğu farelerin hipokampüsündeki gen aktivitesinde büyük farklılıklar var.


Celebral cortex: Beyin kabuğu, beyin korteksi olarak da bilinir, istemli hareketlerin denetlenmesinden, duyuların birleştirilip yönlendirilmesinden, yüksek düzeydeki zihinsel veduygusal işlevlerin düzenlenmesinden sorumlu olan en dış tabakası.

Corpus callosum: Beynin her iki lobu arasındaki bilgi iletişimini sağlayan sinir lifi demetinden oluşan yapıdır.

Cerebellum - beyincik: Beyincik hareket ve denge merkezidir. Vücutta meydana gelen değişiklikler, sinirler ile beyinciğe bildirilir. Beyincik, dengeyi ayarlamak kasların gerekli hareketi gerçekleştirmesini sağlar.

Brain stem - Beyin sapı: Beyin sapı iç organlar ile beynin bağlantısını sağlayan en önemli bölümdür. Refleks hareketlerinden, kalp atımı ve solunum sisteminin denetimini gerçekleştirir. Görme, işitme ve koklama duyularından beyne giden sinirler beyin sapından geçer.

Thalamus: Beyinde, gelen uyarıların dağıtım merkezi olarak çalışır.

Hypothalamus: Talamus'un altında yer alan hipotalamus, çekirdekleri aracılığıyla vücutta birçok endokrin, metabolik ve somatik işlevi düzenler, iç organların dış tepkilere göre çalışmasını ayarlayan, acıkma, susama duyularını harekete geçiren merkezler bulunur.






"Kaynak: 

Uzayı yırtacak lazer sistemi!


Uzayı yırtacak lazer 



İngiltere’de büyük bir bilimsel projenin bir parçası olarak boşluğun dokularını yırtıp ayırabilecek güçte bir lazer yapılıyor.
Projenin amacı kainat hakkındaki en temel sorulardan bazılarına yanıt bulmak.

Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın izinden yürüyecek olan bu son bilimsel denemede, dünyanın en güçlü lazeri kullanılacak.

Lazer’den çıkan ışın öyle yoğun olacak ki, gücü dünyanın güneşten aldığı enerjinin bir kalemin ucu büyüklüğünde bir noktaya odaklandırılması durumunda elde edilecek güce eşdeğer olacak.

Bilim adamları bu lazer sayesinde boşluğun dokusu olan vakumu kaynatabileceklerini iddia ediyorlar.

Bilinenin aksine, vakum maddeden arınmış halde olmayıp, aslında bir var olup bir kaybolan çok küçük gizemli moleküller içeriyor ama bu moleküller o kadar hızlı hareket ediyorlar ki şimdiye dek kimse bunların varlığını kanıtlayamadı.

Bilim adamları yeni lazerin vakum dokularını yırtıp ayıracağını ve bu sayede gizemli moleküllerin ortaya çıkacağını söylüyorlar.

Hatta bu lazer sayesinde yeni bir boyut olup olmadığının da belirlenebileceği belirtiliyor.

Lazer şu anda var olan en güçlü lazerlerden 200 kat daha güçlü olacak.


22 Ekim 2011 Cumartesi

Rusya Ay'a koloni kurmak istiyor!

Rusya Ay'a koloni kurmak istiyor




"Ay üzerinde yaşamaya pek uygun gözükmese de Rus bilim adamları Ay'a yerleşmeye kararlı..."



Rusya Uzay Ajansı yetkilisi Sergei Krikalyov’a göre yeni keşfedilen volkanik tüneller ilk kolonistler için doğal bir koruma alanı oluşturabilir.

Bilim adamları Ay’ın geçmişte volkanik lav tüplerinden oluşan bir yeraltı ağına sahip olduğunu belirtiyor.

Bilgi Çağı'nın haberine göre; Krikalyov, Ay'daki mağaraların sağlayacağı avantajlardan ise şöyle bahsediyor: “Ay'ın radyasyondan ve meteor yağmurundan korunmayı sağlayacak mağaraları varsa, Ay daha önce olmadığı kadar cazip bir varış menzili olacak.”

Kozmonot eğitim merkezi Rusya Star City’nin Başkanı Boris Kryuchkov, ilk Ay kolonisinin 2030 yılına doğru kurulabileceğini açıkladı. Bu arada Moskova, Ay Programı'nı Luna-Glob araştırmasıyla 2014’te başlatmayı düşünüyor.

'OKSİJEN VE SU GARANTİ ALTINA ALINMALI'Kryuchkov, Ay’da koloni kurmadan önce yapılması gereken hazırlıkların bir bölümünü ise şu şekilde aktarıyor;“Ay'da atmosfer yok ve yer çekimi çok az. Ay yüzeyindeki su çok soğuk olan yerlerde bulunuyor. İnsanlı keşif gezileri ve Ay istasyonları hakkındaki sorulara gelince, su kaynakları istasyonların oksijen ve su ihtiyaçlarının karşılanmasını garanti altına almalı. Ayrıca bu su, roketlerde yakıt olarak kullanılmak üzere hidrojene dönüştürülebilmeli. Şu anda gelecekte Ay’ın keşfi için hidroloji çalışmalarına odaklanmış bulunuyoruz.”


                                                                        "Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com"