New Scientist bilim dergisinin yayınladığı araştırmaya göre küresel ısınma yeni deprem ve volkanlar oluşmasına neden olmuyor. Ancak küresel ısınma nedeniyle eriyen buz kütleleri yerkürede değişimlere neden olup zaten yaşanması beklenen sarsıntı ve volkanların tarihini erkene alıyor.
Atmosfer, okyanus ve ayaklarımızın altındaki toprak, tüm dünya sisteminin bir parçasıdır. Birbirleriyle etkileşirler ve birinde bir tedirginlik bir diğerinde bir değişikliğe yol açabilir. Havayı üreten ve iklim değişikliğini tetikleyen gazlar tabakası, jeosfer olarak adlandırılan topraklarımızı etkiler. Chi-Ching Liu ve meslektaşları tarafından Nature'da 2009 tarihli bir makale, iklim değişikliği ve depremler arasındaki ilişkiyi kısmen açıkladı.
BM
tarafından kurulan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC),
küresel ısınmanın doğal felaketlerin üzerinde yarattığı etkilerin özellikle araştırılacağı özel bir birim kurulacağını açıkladı.
Riskli bölgeler arasında Türkiye'de var!
Amerikan New Scientist bilim dergisi, Türkiye’yi de ilgilendiren konuyla ilgili bugüne kadar gerçekleştirilen araştırmalardan
oluşmuş özel bir dosya hazırladı.
Buna göre küresel ısınma yeni
deprem ve volkanlar oluşmasına neden olmuyor. Ancak küresel ısınma nedeniyle eriyen buz kütlelerinin yerkürede değişimlere neden olup zaten
yaşanması beklenen sarsıntı ve volkanların
tarihini öne alıyor. Araştırmaların gösterdiği ise fay hattının üzerindeki buz tabakası ne kadar
büyükse fayın hareketinin o kadar yavaş olduğu yönünde.
Eriyen buz kütleleri nedeniyle yükselen deniz seviyesi ise faylarda ve ayrıca yerkürenin katmanlarındaki enerji ve stresi artırıyor. Bu sırada buz kaybı
kara parçası altında bulunan fayların ortaya çıkmasına neden oluyor. Yükselen deniz
seviyesi ise kıyıya yakın olan ve bir deprem beklenen fay hatlarında gerginliği artırdığından deprem zamanını öne çekiyor.
Bu durumun tehlike oluşturduğu bölgeler arasında Türkiye de gösterildi.
Alaska
Kuzey Anadolu, ABD’deki San Andreas ve Y. Zelanda’daki Alpin fay
hatlarında küresel ısınma nedeniyle depremin daha erken gerçekleşebileceği
ifade ediliyor. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu, önümüzdeki 100 yılda deniz seviyesinde görülecek her hangi bir artışın, erken depremlere yol
açabileceğini bildirdi. Uzmanlar bu duruma örnek olarak Alaska’da
yaşanan buz kaybını, 2003 ila 2006 arasında, bu bölgede yaşanan küçük
çapta depremlerde ki sayının artmasına neden olduğunu belirtiyor.