Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

ucurum prodüksiyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ucurum prodüksiyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Aralık 2011 Salı

Gerçek Rüya!

Gerçek Rüya

                                    

 "Hayat"; ve bu yaşadığımız gerçeklik tamamıyla zırva olabilir. Ama bu gerçekliği, gerçek sanıp yaşadığımız için, çözemediğimiz yani sanki uyku halinde hipnoz-daymışız gibi hissettiğimiz ya da rüya olduğunu bilirken bile bazen uyanılmak istenilmeyen bir rüya ve asla müdahale edemediğin bir "gerçeklikten" bahsediyorum. Her şey var ve aslında beynimize gerçek gibi yansıyor ve biz bu gerçekliği sonuna kadar gerçekmiş gibi yaşamak zorundayız. Anlatılan her şey, öğretilen her şey, ayıp, günah, korku ve yaşadığımız onca deneyim aslında "gerçek bir rüya". Karşı konulmaz anlar yaşayıp, o muhteşem yemekleri ve o şahane görsel animasyonlu filmleri izliyor ve ağzımızda çikolatanın bıraktığı o güzel tat gibi bir tadı anlık bile olsa yaşayıp mutlu oluyoruz. Bu dünyanın gerçekliğine bazen öylesine kapılıyoruz ki, paranın, şanın, şöhretin ve diğer bütün zevklerin esiri olup, kulağımızda " Nothing Else Matters - Metallica" 'nın dinlenilmeye değer şarkısı ile baş başayız...   Ne kadar uzak olsak da çok yakınız (  So close no matter how far )




Couldn't be much more from the heart
Daha yürekten olamazdım

Forever trusting who we are
Daima kim olduğumuza güveniyorum

And nothing else matters
Ve başka hiçbir şey önemli değil

Never opened myself this way
Kendimi hiç bu şekilde açmamıştım

Life is ours, we live it our way
Hayat bizim, onu bildiğimiz gibi yaşıyoruz

All these words I don't just say
Tüm bu sözleri söylemiş olmak için söylemiyorum

And nothing else matters
Ve başka hiçbir şey önemli değil

Trust I seek and I find in you
Güveni sende arıyor ve buluyorum

Every day for us something new
Her gün bizim için yeni bir şey

Open mind for a different view
Farklı bir görüşe açık bir zihin

And nothing else matters
Ve başka hiçbir şey önemli değil

Never cared for what they do
Ne yaptıklarını hiç umursamadım

Never cared for what they know
Ne bildiklerini hiç umursamadım

But I know
Ama biliyorum

So close no matter how far
Ne kadar uzak olsak da çok yakınız

Couldn't be much more from the heart
Daha yürekten olamazdım

Forever trusting who we are
Daima kim olduğumuza güveniyorum....

Ve şarkı bittiğinde belki de gerçek dünyada gözlerimizi açacağız, ve buranın bir rüya, uyandığımız( ölüm anı) o yerin ne kadar gerçekçi olduğunu göreceğiz ve o zaman diyeceğiz ki, "evet ben de bir Tanrıyım, ama bu o kadar da önemli değilmiş, bir rüya gördüm ve uyandım, işte bu rüya bana ne kadar gerçekçi, geliyorsa herkese böyle gelecek. Ve ben harika bir oyun geliştirmişim ki bunu bütün tanrılarla birlikte oynayabiliyorum ve üstelik görüntü kalitesi dünyadaki simülasyonlardan daha da kaliteli. Lets play dude...



                        Yazar: "Ucurum Prodüksiyon"    "alkannt"

                                                                                                                      

11 Kasım 2011 Cuma

Atatürk'e veda videosu!

Atatürk 


"Bir  "Ucurum Prodüksiyon" yapımı olan ve Atatürk'e veda videosu olarak   derlenen, senaryosunun, yönetmenliğinin ve de bestesinin "Ucurum Prodüksiyon" tarafından yapıldığı "Manifesto" videosunu izleyebilirsiniz. 




                                    
                   


                                                  Saygıyla anıyoruz...
      


                                          




                           Bir  "Ucurum Prodüksiyonyapımıdır...




                                                         

Daha Geç Olmadan!

Küresel ısınma


"Gidecek başka gezegenimiz yok.


Gezegeninize, yaşamınıza ve geleceğinize sahip çıkınız."



"Daha Geç Olmadan"

    Gezegenimizde oyun içinde oyunlar oynanmakta.
Oyunun tasarımcı-hokkabazları birbirinden üstün, birbirinden marifetli. 

Tüm dünyada petrole, nete, televizyona, hazır yiyeceğe, ilaca, kısaca; kültürünün ve gelişkinliğinin elverdiği oranda çeşitli fiziksel, zihinsel ve duygusal objeler, kalıplara ve durumlara alıştırılmış insan kitleleri şakın çaresiz ve korkmuş bir şekilde küresel ısınma, savaş, itiş kakış haberleri arasında savrulup durmaktadır. İnsanlar kime ve neye inanacağını bilmiyor. Her kafadan ayrı bir ses, her yerden ayrı bir isyan yükseliyor. 

 Senaryosunu Nilgün NART'ın yazdığı yönetmenliğini Tarık ALKAN'ın yaptığı ve bir "Ucurum Prodüksiyon" yapımı olan belgeseli izleyebilirsiniz...

                                    


   Herkes ve her şey kendi içinde, kendi hesaplaşmasını yaşıyor. Ve ancak herkes kendisine hesap verebiliyor. 

Ve herkes ancak kendisini anlayabiliyor.

Hiç kimsenin birbirini duymadığı, etrafında dönen kaosundan kimsenin kimseyi gözünün görmediği anlardayız.
Sonuçta biz insanlar zeki bir türün üyesiyiz. Etrafımızda dönen dolaplar içinde neler olup bittiğini anlayabilecek ve bu kargaşanın içinden açıklığa ve feraha yol alabilecek inisiyatife sahip varlıklarız. Yeter ki görelim, anlayalım ve Yol’a çıkalım.

 

Gezegende en büyük hesap-kitap işleri; küresel ısınma etiketi adı altında işleyen çarklarda kargaşalar ve beklentiler olarak yaşanmakta.


Hükümetler, bilim insanları, IPCC, medya, çevre örgütleri; kısaca gezegende yaşayan insanlar; küresel ısınma olup olmadığının ve eğer oluyorsa da sonrasında ne olacağı ve dolayısıyla ne tür önlemler alınacağı ve uygulanacağı konusunda bir karara varamamış durumdadır. Yada tüm bu kurumların bir kararı var ve bizlerin, insanlar olarak bunlardan haberimiz yok.
Küresel ısınma ve felaket haberleri gündemlerimizi kara bulutlar gibi kaplarken, Amerika’dan doğan ekonomik kriz haberleri ve etkileri dalga dalga dünyayı sarmaya ve –uyandırmak için- acı bir şekilde sarsmaya devam ediyor.
Sonuçta İnsanlık; Havva’nın ve Adem’in binlerce yıllık macerasından ve Elma Düşünden uyanmak üzeredir. Çünkü Elma-Dünya tarımı elden yitip gitmek üzeredir. Küresel ısınma insan kaynaklı veya değil, insanlık nüfusunun son 100 sene içinde hızlı bir şekilde artmasından, körüklenen tüketim çılgınlığından ve daha burada sayfalarca yazabileceğimiz nedenlerden dolayı; gezegenimizin; ekolojik dengesine, üzerinde yaşayan canlılarına, denizlerine ve bitki örtüsüne aşırı derecede zarar verilmiş ve gezegen tüketilmiştir. Üstüne üstlük; insanın bizzat kendisinin de gezegenin ekolojik sistemine bağımlı olmasına, gezegen üzerindeki canlılardan beslenmesine rağmen gezegene tüm bu saydıklarımızı yapabilmiştir.

İnsanoğlunun huyudur; ben yapmadım demesini adet edinmiştir. Fakat gezegende olan tahribata sesimi çıkarmadığımız her seferinde, yok olan türleri geri getiremediğiniz her kayıpta, gezegende insanın vahşeti yüzünden ölen her canlıda, kullandığımız ve tabiata zarar veren her üründen ve bunların üretim modellerinden v.s…..v.s…sorumluyuz. (tüketim alışkanlığınızı değiştirmediğiniz sürece) .
Aslında sorumluluğumuz basitçe kendimiz-iz. Çünkü olan her birimizin yaşamlarına ve üzerinde yaşadığımız gezegenimize olmakta.
Durum bu ise henüz ……”daha geç olmadan” gezegeni ve yaşamlarımızı dengeleyebilmek için; dünyamız ile ilgili daha net bir ANLAYIŞA kavuşmak durumundayız.
Ancak ve ancak net bir anlayış ve neler olduğunu kavrayış bizleri; içinde bulunduğumuz ataletten ve kaoslardan güvenle çıkaracaktır. 
İşleyiş olarak insanın zihni; neler olduğunu anladığında çözümler üzerine odaklanabilir. Anlamak aynı zamanda olanların kabulunu ve teslimiyetini getirir. Çekişme ve kaos biter. Çünkü olan olmuştur. Sorumlularda gezegende olduğuna ve aynı akıbete üç aşağı beş yukarı zaman diliminde uğrayacağına göre, gezegenimiz, yaşamlarımız geleceğimiz ve çocuklarımız için elimizden bir şey geliyorsa yapma NİYETİNDE oluruz. Çözümlere odaklanıp, çözümleri ortaya çıkarabilir, uygulamaya koyabilir, uygulanması konusunda sivil topum örgütleri ve yola çıkan diğer insanlarla birlikte çalışabiliriz.

Sonuçta; küresel ısınma insan kaynaklı veya değil; gezegenin ve insanlığın tükenişinde, küresel ısınmayı birileri kendi çıkarlarına alet ediyor veya insanlığı bir yerlere sürüklüyor gibi gizli kapaklı oyunları seyrederken ve faillerini bulmaya çalışırken; aynı zamanda “daha geç olmadan” gezegen ve yaşamlarımız için de harekete geçecek anlayışa ulaşabiliriz.

Belkide oyun içindeki oyun; Doğru yöne bakmamızı engellemek için oynanan şaşırtmaca oyunudur. Biz yine de biraz ilkel olup gezegenimizin ve insanlığın verdiği alarm sinyallerine güvenmeyi öğrenmeliyiz ve olanı sinyallerden anlamalıyız.
Sonuçta; küresel ısınmayı en iyi açıklayan; fosil yakıt kaynaklı teori nedenlerini de içinde barındıran ve ısınmanın nedeni olarak uzaydan gelen gama ışınımlarını ve güneş patlamalarını ve neticesinde dünya çekirdeğinin hareketliliğini ileri sürerek inceleyen araştıran bir tezini ispata çalışan SEKAR John/Velikovsky-TEORİSİdir. Küresel ısınmadaki her şeyin teorisi gibi bütün nedenleri için alan ve anlamlandırarak, insanlara bütünsel bir bakış açısı sunan bir teoridir. (Bu teoriye göre tehlike yeryüzünde insanoğlunun gezegene yaptığı tahribatla birlikte uzayda ki gama ışınımından gelmektedir. İncelemenizi tavsiye ederiz)

İnsanlar son yılarda televizyondan akan cehalet yayınları ile o kadar etkisiz hale getirildi ki halen bir tepsi içinde ver öküzün boynuzlarında yaşıyor olduğumuzun sanrısına kapılabiliriz. Çeşitli şişirilmiş absürt haberler gündemimizden düşmezken ve hayat bir kutunun içinde bize yaşatılırken, uzayda; ışık hızıyla bilinmedik bir yöne hareket halinde olan bir gezegende olduğumuzu unutabiliriz. Sonuçta gezegenimiz Samanyolu Galaksisinde, Güneş Yıldız Sistemindeki 3.gezegendir.

Ne acıdır ki; bütünsel ve yüksek bakış açısını unuttuğumuzda; gezegenimiz ve yaşamımız da biz fark etmeden yanı başımızdan akıp geçecektir.

Dünya Gezegeni; barındığımız, karnımızı doyurduğumuz, güzel günlerimizi yaşadığımız, muhteşem güzelliklerini seyre daldığımız, ailemizle çocuklarımızla güzel günlerimizi paylaştığımız, bizi besleyen ve bize YAŞAM sunan bir Yuvadır.
Dünya bizim Yuvamızıdr.
Ve Bütün insanlar ayrımsız bizim Ailemizdir. Çünkü aynı gezegende yaşıyoruz.
Dünya üzerindeki bütün canlı türleri de varoluşumuzu paylaştığımız, varlık türleridir.

Gidecek başka gezegenimiz yok.
Gezegeninize, yaşamınıza ve geleceğinize sahip çıkınız.


Yazan Nilgün Nart
25.03.2009 / Istanbul /Turkiye


www.kuresel-isinma.org
www.nilgunnart.net        ve      
"Ucurum Prodüksiyon"


6 Kasım 2011 Pazar

Bilim onayladı "ilk insan Afrika'dan yola çıktı" ama rotaları farklıydı!

Scientists confirm

"Bilim adamları onayladı, ilk insanlar Afrika'dan yola çıktı ama rotaları ne Arabistan ne de Mısır'dı..."




  Bilim adamları ilk  İnsan'ın atalarının Afrika'dan Dünya'ya yayıldığı görüşündeler. Bilim adamları insanoğlunun Afrikayı, Mısır'ın Sina bölgesi boyunca kuzey yönünde diğer kıtalar için terk ettiğini düşünmüştü ama şimdi onların büyük ihtimalle 'Yemen' üzerinden daha da güneye dolaştıklarını öngörüyorlar. Bilim adamları elde edilen kanıtların "Kızıldeniz'in seviyesi'nin Bab-el-Mandeb boğazının Afrika'dan Arabistan'a geçebilecek kadar alçak olduğunu gösterdiğini belirtti." Oradan Hindistan gibi Güney Asya ülkelerinde kalanlar olurken Diğerleri İran, Rusya, Avrupa ve Çin, doğu Asya ve Okyanusya içine doğru bir kıyı rotası izledi. 



Duy: Hindistan'da insanların zengin çeşitli bilim adamları birçok insan Afrika ayrıldıktan sonra dünya çapında yayılan oradan inanmak yol açtı
Atalarımız kuzey ve güneye gitmeden önce Hindistan'a gidiyor.
                           





Bilim adamları, insanların yolunu incelemek için yeni bir karmaşık araştırma tekniği kullanılmıştır. DNA molekülleri dağıtılarak ve yeni çiftleri oluşturmak için onları Re-kombinasyon haline getirdiler. Bunu yaparak bu insanlar bugün ve 70.000 yıl önce ile ilişkilerini gözler önüne serdiler. 

Genographic Proje yöneticisi Dr Spencer Wells farklı teknikleri sunabileceklerini söylerken bunun 'göçmen türlerin tarihini anlamamızda büyük rol oynayacağını' söyledi ve ekledi "Araştırma için, DNA örnekleriyle yaklaşık 500.000 yerli ve genel kamu üyeleri katılmıştır." 



   


                                           Yeni rota: Yeman değil Mısır üzerinden sol ilk modern insan, bilim adamlarının iddia

                                                                                                         



   IBM'in Hesaplamalı Biyoloji Merkezi üst düzey yöneticisi Ajay Royyuru raporunda 'Geçtiğimiz altı yıl boyunca, daha önce hiç yapılmamıştı bir ölçekte dünya çapında genetik veri toplamak ve analiz etmek için fırsat ve ayrıntı düzeyi elde ettik' dedi. Sözlerine 'Biz başladık, hedefimiz insan kökleri ve çeşitliliğini daha derin bir anlayışla, modern çağın ve bilimin öncülüğüyle araştırmak ve sunmak olacak' diye devam etti. 


'Güney Hindistan'da genetik çeşitliliğin Afrika Avrupa daha yakın olduğuna dair kanıtlar, bu araştırmanın, arkeoloji ve antropoloji gibi diğer alanlarda da bu teoriyi keşfetmek ve genişletmek için ilk insanların göç yolu üzerinde bulunan  ek delillere de bakmak gerektiğini gösteriyor.'



                                                                           "Çeviri: Ucurum Prodüksiyon"


                                               "Kaynak: http://www.dailymail.co.uk "